Metabolik sendrom; birden çok sistemin anormalliklerini birlikte içeren kronik bir hastalıktır. Metabolik sendrom; bireylerde kardiyovasküler hastalıkların ve diyabetin(Tip 2) gelişme riskini artıran metabolik risk faktörleri demeti olarak tanımlanabilir. Yüksek kan basıncı(hipertansiyon), glukoz ve insülin metabolizmasında bozukluklar, yüksek kan glikozu, aterojenik dislipidemi, protrombik ve proinflamatuar durumun artması şeklinde birden fazla risk faktörünün birleşimi ile gerçekleşen durumdur. Obezite özellikle de abdominal obezite bu hasta grubunda görülebilmektedir. Reaven; metabolik sendromun temelinde insülin direnci ve kompansatuar hiperinsülinemi mekanizmalarının vardır. Ve kardiyovasküler hastalıklar için güçlü bir risktir. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği (TEMD); metabolik sendromu; “İnsülin direnci ile başlayıp; glikoz intoleransı, abdominal obezite veya diyabet, dislipidemi, yüksek kan basıncı, koroner arter hastalığı (KAH) gibi sistemik bozukluklarında eklenebildiği ölümcül olabilecek bir hastalıktır.” şeklinde tanımlar. Metabolik sendromu başlatan en güçlü nedenler; obezite ve insülin direncidir. Sebeplerine bakıldığında; azalan fiziksel aktivite, yaş, endokrin ve genetik faktörler görülmektedir.
Bu tip metabolik bozuklukların gelişmesinde; yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları gibi faktörler rol oynayabilir. Üçüncü Ulusal Sağlık ve Beslenme Araştırması(Third National Health and Nutrition Examination Survey{NHANES III}) analizleri incelendiğinde Amerika’da metabolik sendrom; 20-29 yaş aralığında %7 oranında, 60-70 yaş aralığında ise %42 civarında görülmektedir. Türkiye’de ise Metabolik Sendrom Derneği tarafından 47 ilde 4264 bireyin katıldığı bir Metabolik Sendrom Araştırması(METSAR) yapılmıştır. Bu çalışmaya göre; bel çevresi erkeklerde, >102 cm, kadınlarda >88 cm olarak alınmış; 20 yaş üzeri bireylerde abdominal obezite; kadınlarda %54.8, erkeklerde %17.2 oranında saptanmıştır.
Metabolik sendrom artan kilo ile birlikte ilerleyen bir hastalıktır. Kilo artışına bağlı olarak bireylerde kolesterol, karaciğer yağlanması ile başlayarak tüm sistemleri sırasıyla etkileyen diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve hatta kemiklere binen yük miktarının artması ile beraber iskelet rahatsızlıkları görülmektedir.
Metabolik sendromu olan hastalarda kilo kaybının kronik tabloyu iyileştirdiği görülmektedir.
Metabolik sendrom belirtileri siz de var mı ?
Ayırca bakınız